Warning: SessionHandler::read(): open(/var/cpanel/php/sessions/ea-php73/sess_c3fgmrsi3se2r1te3eqrlljji5, O_RDWR) failed: No such file or directory (2) in /home/gurupmarket/domains/gurupmarket.com/public_html/system/library/session/native.php on line 17
Abdullah'ın Ablası - 52-9789753635950
Kategoriler
Alışveriş Sepetiniz

 Açılışa özel sepette  %33 indirim!

Abdullah'ın Ablası

Abdullah'ın Ablası
Ücretsiz Kargo
100 TL Üzeri Ücretsiz Kargo
Müşteri Hizmetleri
085X XXX XX XX
Geri İade İmkanı
14 Günde Geri İade
70,00TL
Vergiler Hariç: 70,00TL
  • Stok Durumu: Stokta var
  • Ürün Kodu:: 52-9789753635950
  • YAZAR ADI: 52-978-975-363-595-8

Abdullah küçük bir aşık. Hem de kendinden büyük bir Abla'ya. Babası Abla'ların yaşadığı apartmanda kapıcı. Annesi, babası, aşk acısı yetmezmiş gibi, Abdullah'ın bir de yeni doğmuş bir kardeşi var. Bu kadarla kalsa iyi. Her gün de okul denen sevimsiz yere gitmek zorunda, keşke ölse ve her şeyden kurtulsa. Şu geri zekalı kızlar, yanı başlarında oturan ama hiç anlayamadıkları (anlayamayacakları) öteki cins de canını sıkıyor. Ama yaşamın Abdullah'a küçük bir sürprizi var, aradığı ama bulamadığı belki de çok yakınında. Şiir Erkök Yılmaz'ın üçüncü kitabı Abdullah'ın Ablası, küçük bir çocuğun gözünden yaşama, aşka, büyümeye yalın ve sevimli bir bakış. Yazar bir çocuğun dünyasını, kaygılarını, umutlarını, masumiyetini başarıyla yansıtmış. Aslında Abdullah'ın kaygılarını hepimiz paylaşıyoruz ama belki de çocukların dünyasını bu kadar olağanüstü kılan, şu herkesin geçirdiği can sıkıcı değişim "büyüme".

Kitap
Sayfa Sayısı120
Kitap Özellikleri
Basım Tarihi01.1996
Boyut13.5 x 21 cm
Tadımlık<p>Abdullah, Ayşe'ye sarıldı, "Ah..Ayşe, ah.. Ne olurdu sen benim Ablam olaydın.." dedi; gözleri doldu. Sevildiğini anlayan köpek Abdullah'ın kulağını ısırdı. Abdullah gitti, kurumuş bir dal buldu. Köpeği at yerine koyup üstüne binmeye, sağrısına vurmaya kalktı. Köpek Abdullah'ı sırtına buyur etmedi. Kaldırıma çöküp kalan Abdullah, kaldırım taşları arasına yuva yapmış karıncaların yuvalarını bozmaya, yollarını kesmeye başladı. Bir ayak sesi duydu. Başını kaldırdığında onun etekliğini gördü. Gidiyordu. Abdullah'la konuşmamıştı. Abdullah'ı görmemişti. Dalgındı. Belki de üzgün. O da acı çekiyor, diye düşündü Abdullah. Mutlu değil, benim gibi.. Uzaktan dilini sarkıtmış bakan Ayşe'ye yüz vermedi. Eve gidip elini yüzünü yıkadı. Ayağına Abla'sının verdiği ayakkabıları geçirdi. Abla'yı apartmanın kapısında karşılamak, onu güldürmek, mutlu etmek istiyordu. Apartmanın kapısına dikilip yolu gözledi. Öğleye doğru Abla göründü. Yanında 'çok kibar bir genç', 'tam bir beyefendi' vardı. Abdullah ayakkabılarını ayağından atıp yalınayak merdivenlere oturdu. Bacak bacak üstüne attı. Öyle ki, gelenleri merdiven başında çıplak bir ayak karşıladı. Basamaklara somurtmuş oturan Abdullah ayakkabılarını giymeyerek Abla'nın sevgisini geri çeviriyordu. Hanımefendiyle beyefendi ayaklar bu pabuçsuz ayağa hiç yüz vermeden geçip gittiler. Abdullah, "Bizim kapıcının oğlu.." dediğini duydu Abla'nın. Sarsıla sarsıla ağlayarak eve kaçtı. Çingenenin ta kendisi Abdullah'tı.</p>
Tekrar Baskı2. Baskı / 03.2022
Yorum Yap
Not: HTML'e dönüştürülmez!
Kötü İyi
Bu site, +360® - Gelişmiş E-ticaret Paketleri ile hazırlanmıştır.