Kategoriler
Alışveriş Sepetiniz

 Açılışa özel sepette  %33 indirim!

Ağır Tören

Ağır Tören
Ücretsiz Kargo
100 TL Üzeri Ücretsiz Kargo
Müşteri Hizmetleri
085X XXX XX XX
Geri İade İmkanı
14 Günde Geri İade
14,81TL
Vergiler Hariç: 14,81TL
  • Stok Durumu: Stokta var
  • Ürün Kodu:: 3360-9789750816321
  • YAZAR ADI: 3360-978-975-08-1632-1

susarsın olabildiğince ve çatanalar
ses yok olur ve kendin
insan insanda ölürken
acısını bin yılların sanki içine çekmişsin de
uzar bir yol önünde
elbisende yırtık ve günah
yoktur bir umarın bu yolu gideceksin
gitmenin doğruluğuna inandırdığında kendini
bu kadar sözün döküldüğü odada
sobada yalnızlık çıtırdar

Kitap
Sayfa Sayısı144
Kitap Özellikleri
Basım Tarihi06.2009
Boyut16 x 16 cm
Tadımlık<p>TURNADAĞ’DA<br /> BİR  FİDAN VAR<br /> burada her şey bir seyisin<br /> attan düşmesi kadardır<br /> evlilik süsü verilmiş odalarda<br /> bir kaygıyla uzlaşmak<br /> anahtarın kilitte dönmesinin<br /> kalpte bıraktığı ses kadardır<br /> burada her şey otur kalk<br /> –çek elini çorbamın dumanından–<br /> bazı kelimeler<br /> çorbamın dumanından<br /> ruhuma akar<br /> bu daralmalar her şeyden evvel<br /> kahırdan ölüp ölüp dirilmek<br /> kış gecesi korkuyu<br /> yürürken ve seni<br /> dilin eğdiği kalp<br /> ölüm kadar dikkate çarpar<br /> dilin eğdiği kalp<br /> üşümektir her şeyden evvel<br /> üzerine kar yağmış<br /> zamanlar<br /> intiharla kanar<br /> bakış hiç yoktur<br /> kaşık bıldırcın yumurtasına batmış<br /> batar çıkar<br /> masada bile inanmama hali<br /> –örtümü ateşe kim verdi–<br /> pisi otum gel beni sev ey<br /> veriminle büyüt beni ey<br /> içimdeki doğrudan çıktım<br /> turnadağ’a gittim<br /> turnadağ’da sular susmuş<br /> turnadağ’da uzun boylu bir fidan var</p> <p>&nbsp;</p> <p>SONRA<br /> bir silah doğrulttum kendime<br /> nezaketi bırakmış<br /> şuraya bir sandalye çektim<br /> bir erzurum vanlı bir er<br /> savaşlar görmüş<br /> yoklamış hafızasını annesinden öğrendiğiyle<br /> bir düstur edin dedim kendime<br /> bu göğün iskeleye bıraktığı sıcaktır<br /> balkona çık<br /> saçlarını tara güneşle<br /> kör ol dedim<br /> çünkü her kör<br /> korkar kendini kundaklamaktan<br /> sonra bir kapı açtım<br /> (meğer ki yokum)<br /> denizlerden bir deniz seç dedim<br /> görünür kılıp suyu<br /> çünkü her türk denizci<br /> ilk yudumunda rakının<br /> –suya kendinden fazla itaat et– der</p> <p>sonra bir şey daha<br /> herkesin en çok sevdiği<br /> toprağa doğru<br /> sonra dağa çık ağrıyı arkana al<br /> ağrı bir dağdır<br /> güzel bir histir dağda ayak izi bulmak<br /> insan yaşama tanık olur<br /> yerde bir arı ölüsü gördüğünde<br /> sonra hep saliha ahmet hikmet<br /> iki çay söyledim biri boşluğa<br /> bir dilekçe yaz dedim<br /> (devletli olmasın)<br /> oku okuduğunu anla<br /> görmek ne büyük bir ağrı<br /> zamanda yıktığın atı</p> <p>sonra kalk gidelim<br /> bu yüz neden güneşe hasret<br /> durmuş fotoğraflar çektiriyor<br /> erkenci bir sakal otoriteye karşı<br /> eylül’dü yanına halkı toplamış<br /> sonra bir ses hatırlıyorsun kızınmış<br /> solmuş baba masa konuşunca<br /> solmuş itaat duygusu<br /> korku ve anlam<br /> çünkü her türk babadan biri kızına<br /> –kucağıma oturma babam görür– der</p> <p>&nbsp;</p> <p>AĞIR  TÖREN<br /> bir gün: ağrıyan suları<br /> meğer ki bir gün hint denizi<br /> akdeniz mi desek deniz büyük mü büyük<br /> bir denizmiş kadının ta kendisiymiş<br /> bir gün bu büyük deniz deniz dediysem<br /> öyle büyük bir gölet ikiye özenmiş<br /> içinde bir çokluk bir çokluk<br /> derken sular dans ediyor<br /> derken bele dokunan parmak sahtedir<br /> o gün işte içimizde zıplayan ses<br /> ses umudunu suya düşürmüş<br /> bu acının zirvesidir yani bele dokunan parmak<br /> öteki parmak omuzdadır yanlış bir tercih<br /> o gün bu gün</p> <p>diyoruz ne varsa<br /> yolu her soranı sevgili diye<br /> koynuna ALMA<br /> zincirleme bir kaza anı<br /> deftere yazılmış<br /> bir ses ansızın<br /> yüzüğü tut çek diyor<br /> sol eldeki işaret parmak<br /> evet o gün bu gün<br /> EVET<br /> bir: varmış bir<br /> uzun sıkıntıymış<br /> zamanlardan bir zaman<br /> (parmak yine belde)<br /> ağrıyı önce<br /> düş mü gerçek mi bilememiş<br /> her şey uzakmış<br /> her şey tamam<br /> herkes söküğünü dikiyor<br /> bir de ipliği tutuşu var<br /> nalan’dı<br /> nalan’ın parmakları var<br /> parmakları incecik<br /> parmak nalan’ın tuttuğu<br /> içindeki HEVESİ tut<br /> geldim işte: yokmuş<br /> meğer ki annesinin ta kendisiymiş<br /> kendisine inanmamış yazık<br /> sağ elde sağ parmak<br /> sol elde sol parmak<br /> hani içinde dev ağaç<br /> yanlış bir tercih<br /> o gün bugün<br /> (el kendindedir)<br /> nalan: doğduğu gülümsemelerle<br /> kırk dağı delerek<br /> kırk sudan kırk küp su içmiş<br /> bu kırk küp su<br /> (bildiğiniz su)<br /> gitmek kaygısıymış anlamalı<br /> nalan bir gün ünlem içinde<br /> yüksüz<br /> yoksundur aşktan<br /> çözülürken<br /> o gün bu gün<br /> ağzı ve çenesi düşmüş<br /> parmak! bil bakalım hangi parmak</p>
Yorum Yap
Not: HTML'e dönüştürülmez!
Kötü İyi
Bu site, +360® - Gelişmiş E-ticaret Paketleri ile hazırlanmıştır.