Attar

Attar
Ücretsiz Kargo
100 TL Üzeri Ücretsiz Kargo
Müşteri Hizmetleri
085X XXX XX XX
Geri İade İmkanı
14 Günde Geri İade
12,96TL
Vergiler Hariç: 12,96TL
- Stok Durumu: Stokta var
- Ürün Kodu:: 3306-9789750816048
- YAZAR ADI: 3306-978-975-08-1604-8
“Bizlere kalbin alıngan kuşlarına dâir
bir hikâye anlat” diyenlere
“Yoktur öyle kuşlar” demek öldürür mü
kalbin alıngan kuşlarına dâir bir hikâye
bekleyenlerin alıngan kuşlarını kalplerinde –
öldürür
Kitap | |
Sayfa Sayısı | 120 |
Kitap Özellikleri | |
Basım Tarihi | 04.2009 |
Boyut | 16 x 16 cm |
Tadımlık | <p>şeytan taşlayan<br /> şeytan kabul etmiyor taşlarını<br /> “ama yüreğimden söküp atıyorum” diyorsun<br /> şeytan ne yapsın yüreği taşlaşanı<br /> uykuyu bekleyen<br /> özlemle dolu olan uyur mu sevgilinin yanında<br /> saat tutuyorsun sevgiliye gece oldu diye<br /> görmüyor musun kum akıyor bir gözünden diğerine<br /> menekşeyle konuşan<br /> yeni açan menekşeyi öpüp kutluyorsun<br /> kendini öpüyorsun menekşenin düğününde<br /> onun için küskün menekşe açmıyor uzun süre</p> <p>geç kalan<br /> geç kaldığını düşünmeden hatırla ne çağırıyor seni<br /> gitmek istiyor musun gitmen mi isteniyor yoksa<br /> hatırla geldiğin yer o kadar da uzak değil ki<br /> kıble arayan<br /> haçın koltuğunun altında kıble arıyorsun<br /> kıblesini kaybedenin çoktur kıblesi<br /> asla bilemezler ama kıblelerine kimin yöneldiğini<br /> kahır mektubu yazan<br /> kahrına inanmadığın için yapıyorsun bunu<br /> kurtulmak istiyorsun kahrından tamam öyleyse<br /> ayrıl ondan mektubunu okuyacak birini bulduğun zaman</p> <p>meydana düşen<br /> şaşıyorsun insanların böyle meydanlar açtığına<br /> liderlere inanıyorsun kahramanlarla aran pek hoş<br /> ama lider kimi coşturacak kahramanca ölenlerin meydanında<br /> düşman arayan<br /> “sınırlarımız iyi korunuyor” diyorsun “yiğit savaşçılar bizde”<br /> kaleler yapıyorsun kendine nöbetçi kuleleri mazgallar<br /> düşünmüyorsun hiç her kalenin neden bir gizli geçidi var<br /> iz süren<br /> kayıp sandığın gezintiye çıkmıştır anlamak istemiyorsun<br /> bıkmış da olabilir ama bıkmamışsa mutlaka geri gelir<br /> demek köpekleri çok seviyorsun kimin köpeğisin</p> <p>yol kesen<br /> çok konuşuyorsun zâlim tuzaklar kuruyorsun kendine<br /> dağda hoyratsın düzde kindar doğu da senin batı da<br /> görmüyorsun insanda yalanın ulaşamadığı yurtlar var<br /> odalara sığmayan<br /> “her şeyim var lâkin yüreğim daralıyor” diyorsun<br /> her şeyi nerden biliyorsun dar odalarda<br /> kovaladıkça bir ceylanı yalnızlığına imreniyorsun<br /> kalemi duymayan<br /> inanmışsın yazmaya seni sarsan ne varsa<br /> kalemin sarsılmıyorsa bir düşün o kimin elinde<br /> ondan çıkan mekân bulabilir mi bir diğerinde</p> <p>sorusu çok olan<br /> soruların arttıkça uzaklara gidiyorsun<br /> “bilgelikte ilerledim epey” yalanı rehberin<br /> kurtulduğu görülmüş müdür yalanını icad edenin<br /> kuşlara dil öğreten<br /> serçeyi rahatsız etme güvercini de<br /> gelip konmuşlar kalbinin üzerine bak onlar<br /> ürkmüyorlar hiç bedeninin kalbine dar gelişinden bile<br /> kanat dileyen<br /> kuş kanadındaki boşluğa imreniyorsun<br /> neden haset dolusun böyle eteğindeki taşlar neden bu kadar ağır<br /> eteğinden kurtulmayı öğren önce çünkü kanatların eteğinde</p> <p>zincir kıran<br /> demire öfken niye su ararken öfkene<br /> “içim soğudu” deyip halkalarını lehimliyorsun<br /> zinciri ağır gelmez demire akraba olduğunu bilene<br /> uykusunu aldatan<br /> “artık uyusam” diyorsun çekilse demirleri bütün gemilerin<br /> akılla gidiyorsun uykuya “uyku nedir yarı ölümden başka”<br /> ama unutma eski meseldir ya iple gidilir ya zincirle aşka<br /> gadre uğrayan<br /> kiminle yola çıksan saatini gösteriyor sen de gösterdin<br /> bilirsin kaç olduğunu saatin demek saatler biribirine uymuyor<br /> demek yollar ayrılınca hayatın ayârı ve asabı bozuluyor</p> <p>koşarken yolunu yitiren<br /> kırlar çağırmıyorsa seni bil solmuştur içindeki çiçek<br /> o görünen gökyüzü değil şehir şehir<br /> tabiî gecedir ve insan geceleri karıştırabilir her şeyi<br /> kollarını unutan<br /> birine sarılma isteği duyunca kaygı kaplıyor içini “yine mi”<br /> ağaca bak ağacın gökyüzünü kucaklayan dallarına<br /> gülümseyen bir yüz kalacak o uzun boşluklardan sana<br /> ezilmişlere acıyan<br /> “tanrı adına” diyene tanrı satıyorsun ve övünüyorsun bununla<br /> durma git dilini bilmediklerinin yurduna<br /> çünkü tanrı yaşıyor ve şer de onunla hayır da</p> <p>yön tayin eden<br /> bu kadar mı memursun gitmeye<br /> “kal” diyenlerin gözünün yaşına bakmıyorsun<br /> ulaştığın yerlerde hatıralar olmayacak geri dönmeye<br /> kum eleyen<br /> yaşadıklarını mı kullanacaksın yaşayamadıklarını mı<br /> düşündükçe eğiyorsun kaldırıyorsun eleği<br /> gün dolanır akşam olur bu rüzgâr daha çok kum bulur<br /> ateş yakan<br /> suyu çekilmiş şeyler aramakla geçiriyorsun ömrünü<br /> kurudun kurudun da odun oldun insanları yora yora<br /> kalpteki başka olsa da söndüremeyeceğin ateşi yakma</p> |