Garip (Numaralı Özel Baskı)

Garip (Numaralı Özel Baskı)
Ücretsiz Kargo
100 TL Üzeri Ücretsiz Kargo
Müşteri Hizmetleri
085X XXX XX XX
Geri İade İmkanı
14 Günde Geri İade
11,11TL
Vergiler Hariç: 11,11TL
- Stok Durumu: Stokta var
- Ürün Kodu:: 5691-9789750830013
- YAZAR ADI: 5691-978-975-08-3001-3
“Bu kitap sizi alışılmış şeylerden şüpheye davet edecektir” kapak şeridiyle çıkan Garip, şiirimizde bir büyük çığır açmıştı. Garipçiler’i yüzüncü yaşlarında sırayla selamladığımız bugünlerde, Orhan Veli’nin öncülüğünde çıkan Garip, bu özel ve tek baskıda yeniden okuruyla buluşuyor.
Garip, bugün artık hiçbirimize garip gelmiyor.
FOTOĞRAF
Dört kişi parkta çektirmişiz;
Ben, Oktay, Orhan bir de Şinasi.
Anlaşılan sonbahar;
Kimimiz paltolu, kimimiz ceketli;
Yapraksız arkamızdaki ağaçlar.
Henüz babası ölmemiş Oktay’ın,
Ben bıyıksızım,
Orhan Süleyman Efendi’yi tanımamış.
Lâkin ben hiç böyle mahzun olmadım.
Ölümü hatırlatan ne var bu resimde?
Halbuki hayattayız hepimiz..
(Melih Cevdet)
Kitap | |
Sayfa Sayısı | 72 |
Kitap Özellikleri | |
Basım Tarihi | 08.2014 |
Boyut | 17.5 x 23 cm |
Tadımlık | <p>MELİH CEVDET</p> <p>SERÇE<br /> Çamaşır asılı ipte<br /> Duran küçük serçem!<br /> Bana acıyarak mı bakıyorsun?<br /> Halbuki ben güneşin<br /> Ve ilk beyaz yaprakların altında<br /> Senin uçuşunu seyredeceğim.<br /> (Neşredilmemiş)</p> <p>AĞAÇLARIN YUKARIDAKİ YAPRAKLARI<br /> Uzanılmaz.<br /> Kuşlara ve güneşe mahsustur.<br /> Hiç birimizin haberi olmasın<br /> Yukarıdaki yapraklardan.<br /> (Neşredilmemiş)</p> <p>ELLERİMİZ GİBİ<br /> Hayvanlar konuşmadıkları için<br /> Kim bilir ne güzel düşünürler,<br /> Tıpkı ellerimiz gibi!<br /> Ah, okumaya başlamadan önce<br /> Çiçeklere su vermek lâzımdır.<br /> (Neşredilmemiş)</p> <p>YENİ BAŞTAN<br /> Tam üç ay hasta yattım,<br /> Kendimi bilmeden<br /> Ve şehrin sokaklarını,<br /> Tavlada dübeş kapısını unuttum.<br /> Sevdiğim kızın yüzünü.<br /> Şimdi ne güzel, yeni baştan<br /> Yürümeye ve sevmeye başlamak!<br /> (Varlık, Sayı: 185)</p> <p>GURBET<br /> O şimdi yalnızdır.<br /> Anasız, babasız;<br /> Şapkasız, elbisesiz.<br /> Her şeyi arkada bıraktı;<br /> Ne konuşacak arkadaşı,<br /> Ne okuyacak kitabı var.<br /> Yalnız, yapa yalnız.<br /> (Varlık, Sayı: 185)<br /> OKTAY RİFAT</p> <p>ŞÜKÜR<br /> Potinlerime ve paltoma<br /> Teşekkür etmeliyim.<br /> Teşekkür etmeliyim yağan kara,<br /> Bugüne, bu sevince..<br /> Kara bastığım için şükür;<br /> Şükür, gökyüzüne ve toprağa;<br /> İsmini bilmediğim yıldızlara,<br /> Suya ve ateşe hamdolsun!<br /> (Varlık, Sayı: 158)</p> <p>HAYRANLIK<br /> Ne güzel enseyi geçmemesi saçların,<br /> Alnımızda bitmesi;<br /> Tane tane olması kirpiklerin,<br /> Tel tel olması kaşların!<br /> Ne güzel insan yüzü,<br /> Elmacık kemiği ve on parmak!<br /> Ya dünyamız.. Bütün bu mevsimler,<br /> Bulutlar, telli kavak ve Istanbul!<br /> (Neşredilmemiş)</p> <p>YILDIZLAR<br /> Kitabın yanında defter vardır,<br /> Defterin yanında bardak.<br /> Çocuk bardağın yanında,<br /> Çocuğun yanında kedi<br /> Ve bir beyaz karanfil..<br /> Fakat neden kıravatım, kitaplarım<br /> Ve şu küçük cigara tablası<br /> Yıldızların yanında değil?<br /> (Varlık, Sayı: 101)</p> <p>EKMEK VE YILDIZLAR<br /> Ekmek dizimde<br /> Yıldızlar uzakta, ta uzakta.<br /> Ekmek yiyorum yıldızlara bakarak.<br /> Öyle dalmışım ki sormayın,<br /> Bazan şaşırıp, ekmek yerine<br /> Yıldız yiyiyorum.<br /> (Ses, Sayı: 8)<br /> ORHAN VELİ</p> <p>SEVDAYA MI TUTULDUM<br /> Benim de mi düşüncelerim olacaktı,<br /> Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,<br /> Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?<br /> Çok sevdiğim salatayı bile<br /> Aramaz mı olacaktım?<br /> Ben böyle mi olacaktım?<br /> (Varlık, Sayı: 161)</p> <p>SABAHA KADAR<br /> Şu şairler sevgililerden beter<br /> Nedir bu adamlardan çektiğim?<br /> Olur mu böyle, bütün bir geceyi<br /> Bir mısraın mahremiyetinde geçirmek?<br /> Dinle bakalım, işidebilir misin<br /> Türküsünü damların, bacaların<br /> Veyahut karıncaların buğday taşıdıklarını<br /> Yuvalarına?<br /> Beklemesem olmaz mı güneşin doğmasını<br /> Kullanılmış kafiyeleri yollamak için,<br /> Kapıma gelecek çöpçülerle,<br /> Deniz kenarına?<br /> Şeytan diyor ki: “Aç pencereyi;<br /> “Bağır, bağır, bağır; sabaha kadar.”<br /> (Varlık, Sayı: 161)</p> <p>GEMİLERİM<br /> Elifbamın yapraklarında<br /> Gemilerim, yelkenli gemilerim.<br /> Giderler yamyamların memleketlerine<br /> Gemilerim, yan yata yata.<br /> Gemilerim, kurşun kalemile çizilmiş;<br /> Gemilerim, kırmızı bayraklı.<br /> Elifbamın yapraklarında<br /> Kız Kulesi,<br /> Gemilerim<br /> (Varlık, Sayı: 161)</p> <p>BAYRAM<br /> Kargalar, sakın anneme söylemeyin!<br /> Bugün toplar atılırken evden kaçıp<br /> Harbiye Nezaretine gideceğim.<br /> Söylemezseniz size macun alırım,<br /> Simit alırım, horoz şekeri alırım;<br /> Sizi kayık salıncağına bindiririm kargalar,<br /> Bütün zıpzıplarımı size veririm.<br /> Kargalar, ne olur anneme söylemeyin!<br /> (Varlık, Sayı: 161)</p> <p>ROBENSON<br /> Haminnemdir en sevgilisi<br /> Çocukluk arkadaşlarımın<br /> Zavallı Robenson’u ıssız adadan<br /> Kurtarmak için çareler düşündüğümüz<br /> Ve birlikte ağladığımız günden beri<br /> Biçare Güliver’in<br /> Devler memleketinde<br /> Çektiklerine.<br /> (Varlık, Sayı: 107)</p> |