Kategoriler
Alışveriş Sepetiniz

 Açılışa özel sepette  %33 indirim!

Şiir Üzerine Notlar

Şiir Üzerine Notlar
Ücretsiz Kargo
100 TL Üzeri Ücretsiz Kargo
Müşteri Hizmetleri
085X XXX XX XX
Geri İade İmkanı
14 Günde Geri İade
100,00TL
Vergiler Hariç: 100,00TL
  • Stok Durumu: Stokta var
  • Ürün Kodu:: 819-9789753635035
  • YAZAR ADI: 819-978-975-363-503-6

Şiir Üzerine Notlar, Türk şiirini oluşturan tek tek şairlerin bir araya getirildiği bir anatomik harita... Dağlarca'dan Murathan Mungan'a, Haşim'den Enis Batur'a, geçmişi ve bugünüyle, Türk şiiri için ince elenip sıkı dokunmuş yazılar...

Kitap
Sayfa Sayısı184
Kitap Özellikleri
Basım Tarihi04.1996
Boyut13.5 x 21 cm
Tadımlık<p>Türk Şiirinde İçerik Gelişimi Üstüne Notlar</p> <p>Fazıl Hüsnü Dağlarca</p> <p>ÇOCUK VE ALLAH: Bir olgun çağ kitabıdır, sahibi henüz genç de olsa. Dağlarca'da bir biçim, öz, dil birliği ta Çocuk ve Allah ile başlamaktadır. Şiirlerinde öz üstüne söylenenler, biçim ve dil üstüne de söylenmiş olmaktadır. Bir bu konuda mıdır kaynaşıp bütünleşme? Doğan Hızlan'ın da belirttiği gibi (Papirüs. Sayı I.) onun bütün şiirleri birbirine bağlıdır. Bir büyük özü geliştirmek, bütünlemek için yazılmışlardır. Ama o öz, ozan yaşadıkça gelişecek sürekli bir özdür.</p> <p>Bir de ozanın dünya ile, doğa ile, tanrı ile, tinsel ve tensel bütünleşmesi var. Şiirinin, yaşamı ile bütünleşmesi var. O yüzden Dağlarca'yı ayırıcı değil birleştirici, ilinti kurucu, tümevaran yöntemlerle değerlendirmek gerekli. Son gördüğümde Asû’yu incelediğimi söylemiştim. Hemen sordu: Şiirler arasındaki bağları yakaladınız mı? O bağları da, başka bağları da yakaladım. Şiirlerindeki dengeyi gördüm. Cemal Süreya'nın da üstünde durduğu gibi (Yeni Dergi. S.19) dilin neden özentisiz, süssüz, yalın kullanıldığını anladım. Bir de şunu anladım ki, Dağlarca öyle herkesle birlikte küçük incelemelere sığdırılamaz. Ayrı bir uzmanlığı geliştirmeli insan. “Dağlarca Uzmanlığı”nı.</p> <p>Gelelim Çocuk ve Allah’a. Dağlarca çocukluğunun ikinci çağını yatılı okulda geçirmiş. Evinden, sevdiklerinden ayrı. Bu onda acılar, özlemler, tedirginlikler geliştirmiş ama sağlamlaştırmış, genişletmiş de onu.</p> <p>Dünyası tekdüzelikten kurtulmuş. Geçmiş, gelecek zaman, içinde bulunulan zaman aynı yoğunlukta yaşanmış. Çocuk ve Allah ile başlayan yoğun şiir gelişimi kendi kendine yeterlik, kendi kendini bütünleme, sanatıyla bütünleşmenin kökenlerini o yıllarda aramalı. Çocuk ve Allah bu konuda bize ışık tutuyor.</p> <p>Bu eller miydi masallar arasından<br /> Rüyalara uzattığım bu eller miydi?<br /> Arzu dolu, yaşamak dolu<br /> Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan?<br /> (Çocuk ve Allah, Bu Eller miydi?)</p> <p>Korunmuş, özenle bakılmış, renkli bir çocukluğa özlem.</p> <p>Nerde babamın ölümüne ağladığım gecelerin karanlığı,<br /> Nerde o keder ki ruhumu her an tabiata verir<br /> Anamın o güzel ahret inancı nerde<br /> Nerde, dünyanın ufuklar arası bilindiği altın devir?<br /> (Nedamet'ten)</p> <p>Tedirginlik de özlemle birlikte işleniyor. Dağlarca'da bu tedirginlik duygusu bir geçmiş zamanla, yaşanılan arasında değil, gece ile gündüz, karanlık ile aydınlık arasında da değişiyor. Gece, karanlık tedirginlikle bütünleşiyor. Bir korkuyu geliştiriyor. Öyle bir korku ki bir ucu ozanın kendiyle hesaplaşmasına, günahlarını saymasına, Tanrıya sığınmasına dek varıyor. Öteki ucu ise inançsızlığa.</p> <p>Ne bir inanç ne bir düşünce<br /> Yalnız yaşadığımdır kalbimde kalan<br /> Serçeler gibi uçmuş altın dallarımdan<br /> Niçinler ve çünküler...</p> <p>Oysa, şöyle de demişti:</p> <p>Rabbim bırakma beni korkuyorum<br /> Ki bütün azalarım yaşamakta.</p> <p>O, bütün içtenliğiyle yaşadığını yazan ozan, insanın olumlu ve olumsuz duygularıyla, düşünceleriyle ikili gelişmeler içinde olduğunu, bununla bütünleşmeye vardığını bir iyice gösterir. Dağlarca için, Cemal Süreya'ya “Doğal Ozan” dedirten budur. Yalnız bu “Doğal Ozan” nitelemesini açmak, hafiflikten kurtarmak gerekir. Ben Cemal Süreya'nın “İki Dönem” ayrımına da katılmıyorum. Dağlarca, ilk şiirlerinden son şiirlerine dek kendini kendi çizgisinde akıl ile geliştirmiş bir ozan. “Sezgi” sözündeki ağırlıksız anlam da Dağlarca'ya yakışmıyor. Yukarda söylediğim gibi onu bir bütünün geliştiricisi olarak almak, incelemek zorundayız. Cemal Süreya'yı yanıltan, onun, bilinen dünya görüşlerinden, felsefe kuramlarından birini kendine seçmeyişi, onları kendi kuramında birleştirerek bütünlemeye çalışması olmaktadır. O hem özgündür, ne bir ozana, ne bir başka düşünüre benzer; hem bütün dünyaya, bütün düşünlere, geçmişe, geleceğe, maddeye, anlama aynı derecede açıktır. Hepsi arasında en insanca dengeyi kurmaya çalışır. Başardığı yer, kendini Tanrı diye ilân ettiği yerdir.</p>
Tekrar Baskı5. Baskı / 04.2021
Yorum Yap
Not: HTML'e dönüştürülmez!
Kötü İyi
Bu site, +360® - Gelişmiş E-ticaret Paketleri ile hazırlanmıştır.