Kategoriler
Alışveriş Sepetiniz

 Açılışa özel sepette  %33 indirim!

Kırmızı Karanfil - 1956-1971 - Toplu Şiirler I

Kırmızı Karanfil - 1956-1971 - Toplu Şiirler I
Ücretsiz Kargo
100 TL Üzeri Ücretsiz Kargo
Müşteri Hizmetleri
085X XXX XX XX
Geri İade İmkanı
14 Günde Geri İade
120,00TL
Vergiler Hariç: 120,00TL
  • Stok Durumu: Stokta var
  • Ürün Kodu:: 1540-9789750808548
  • YAZAR ADI: 1540-978-975-08-0854-1

İlk ciltte Rüzgar Saati (1956), Kestim Kara Saçlarımı (1960), Sağda (1964 TDK Şiir Ödülü) ve Kırmızı Karanfil (1971) bulunuyor.

Kitap
Sayfa Sayısı168
Kitap Özellikleri
Basım Tarihi10.2004
Boyut13.5 x 21 cm
Tadımlık<p>RÜZGÂR SAATİ</p> <p>Adam senin böyle ilk gündüzden<br /> Sulayıp biçtiğin çayır çimen<br /> Üç güne kalmaz tazelenir<br /> Adam senin böyle kuşluk vakti<br /> Ürküttüğün serçeler – iş olsun –<br /> Akşama kalmaz unutur</p> <p>Benim bir nokta kırılmışlığım<br /> Gözlerimin ardında büyür durur</p> <p>Aklım ıslıklarla türkülerle<br /> Rüzgâr saatleri evde tutamam<br /> Essin esmesin yollardadır<br /> Rüzgâr saatleri evde tutamam<br /> Serseriler gibi anılarımı<br /> Sokaklar doldurur</p> <p>Tepeden tırnağa bir usanmışlık<br /> Anı ne bellek ne<br /> Bu şehirden bu parktan uzakta<br /> Neresi olsa olur</p> <p>Yorgun çayırlar serçeler, yorgunum<br /> Nasıl taşısam ellerimi şimdi<br /> Damda saçakta bacada bir mavi<br /> Sallana sallana uyur</p> <p>Adam senin sulayıp biçtiğin<br /> Çayır çimen değil bir başka<br /> O makasında suyunda<br /> Oturup kalktığın düşündüğünde<br /> – Öleyim fal değil bilmişlik değil<br /> Gün gibi ortalıkta –<br /> Allahın şeytanın odur</p> <p>DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ</p> <p>III</p> <p>Sana büyük caddelerin birinde rastlasam<br /> Elimi uzatsam tutsam götürsem<br /> Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak<br /> Anlasan</p> <p>Elimi uzatsam tutamasam<br /> Olanca sevgimi yalnızlığımı<br /> Düşünsem hayır düşünmesem<br /> Senin hiç haberin olmasa<br /> Senin hiç haberin olmaz ki<br /> Başlar biter kendi kendine o türkü</p> <p>Yağmur yağar akasyalar ıslanır<br /> Bulutlar uçuşur geceleyin<br /> Ben yağmura deli buluta deli<br /> Bir büyük oyun yaşamak dediğin<br /> Beni ya sevmeli ya öldürmeli</p> <p>Yitirmeli büyük yolların birinde ne varsa<br /> Böcekler gibi başlamalı yeniden<br /> Bu Allahsız bu yağmur işlemez karanlıkta<br /> Yan garipliğine yürek yan<br /> Gitti giden</p> <p>KUŞ UYKUSU</p> <p>Neyi beklediğimi bilmeden her gece<br /> İçimde olanca telaş heyecan<br /> Deliler çocuklar kim demiş<br /> Benim kolaycacık aldanan</p> <p>Zamanın iki ucunda kuşlar gibi<br /> Nasıl bir gider bir gelirim nasıl<br /> O geceyarısını bekler inadına<br /> Korkutacak kadar kocaman ellerini<br /> Bir uzatışı var rüyalarıma usul usul</p> <p>Aç gözünü der, açar onu görürüm<br /> Yum gözünü der, yumar onu görürüm<br /> Kimse kurtaramaz beni biliyorum<br /> Bu bir yağmur öncesi kopmuş ayrılmış<br /> Bu kendi başına karanlıktan</p> <p>Neyi beklediğimi bilmeden her gece<br /> İçimde aynı telaş heyecan<br /> Deliler çocuklar kim demiş<br /> Benim bir rüya verilip aldatılan</p> <p>BUZ ÜSTÜNE ŞİİR</p> <p>Bu hava yalnız bu akşamüstünündür<br /> Bu dal bir kere böylesine çıplak<br /> Bir dost aynı sıcaklıkla elinizi<br /> Yeniden yeniden tutmayacak</p> <p>Falan günün filan saatinde<br /> Bir çocuk görürsünüz resim gibi<br /> Görürsünüz tutar öpersiniz<br /> Bir daha mümkün mü bir daha<br /> Bitti, kaybettiniz</p> <p>Bir an uzunluğuna uzun derinliğine derin<br /> Güzel olmasına iyice güzel<br /> Nasıl uçtu gitti bilemezsiniz<br /> Beni gözlerim aldatır milyonla<br /> Sizi elleriniz</p> <p>Siz bir ellerinizi bıraksanız ben yalnızlığımı<br /> Bir sonuna kadar yaşasak<br /> Bu şiir olmayacak şeyler için<br /> Bu şiir buz üstüne yazıldı<br /> Bir kere söylenip unutulacak</p> <p>UZUN YAĞMURLARDAN SONRA</p> <p>Sen yağmurlu günlere yakışırsın<br /> Yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler<br /> Islanan yapraklar gibi yüzün ışır<br /> Işırsa beni unutma</p> <p>Alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün<br /> Kuşlar döner uzun yağmurlardan sonra bir gün<br /> Bir yer sızlar yanar içinde büsbütün<br /> Her şeye rağmen ellerin üşür<br /> Üşürse beni unutma</p> <p>Yeni dostlar yeni rüzgârlar gelir geçer<br /> Yosun muydum kaya mıydım nasıl unuttular<br /> Kahredersin başın önüne düşer<br /> Düşerse beni unutma</p> <p>KESTİM KARA SAÇLARIMI</p> <p>Uzaktı dön yakındı dön çevreydi dön<br /> Yasaktı yasaydı töreydi dön<br /> İçinde dışında yanında değilim<br /> İçim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi<br /> Bu nasıl yaşamaydı dön</p> <p>Onlarsız olmazdı, taşımam gerekti, kullanmam gerekti</p> <p>Tutsak ve kibirli – ne gülünç –<br /> Gözleri gittikçe iri gittikçe çekilmez<br /> İçimde gittikçe bunaltı gittikçe bunaltı<br /> Gittim geldim kara saçlarımı öylece buldum</p> <p>Kestim kara saçlarımı n’olacak şimdi<br /> Bir şeycik olmadı – Deneyin lütfen –<br /> Aydınlığım deliyim rüzgârlıyım<br /> Günaydın kaysıyı sallayan yele<br /> Kurtulan dirilen kişiye günaydın</p> <p>Şimdi şaşıyorum bir toplu iğneyi<br /> Bir yaşantı ile karşılayanlara<br /> Gittim geldim kara saçlarımdan kurtuldum</p> <p>O ELİNDEKİNİ</p> <p>Ellerim tutmanın elleri gözlerim bakmanın<br /> Benim değil ayaklarım yürümenin<br /> Solumaya bir yerlerim sevmeye başkası<br /> Ben yaşamanın olmalıyım öyleyse, değilim</p> <p>Benim yaşamam mı ne, belki de şu :<br /> Kesin bir şiirde kendi gibi olmak<br /> Bir kapı hep nasıl açılır hani o<br /> Yok bir değişmesi esnemenin hani<br /> Ayna ayna, yankı yankı, akarsu su<br /> Yaşama, hani apaçık ya işte o<br /> O elindekini bitir gidelim</p> <p>Biter bir yenisi gelir o elindeki mi?<br /> Benim yaşamam mı? Ne gezer canım<br /> Hep böyle kesin mi düşünür isterim<br /> Bir şey aktarır gibi bir elden bir ele<br /> Haydi hep birden ne istediğini bilmemeye<br /> O elindekini bitir gidelim</p> <p>BİR KAYIĞA BİNER GECELERİ</p> <p>Tadını, yağmura duygulanmanın<br /> Paylaşır kuşlarla biri gizlice<br /> Gülmesini tutamamış bir sincap<br /> Sallanır utanç bahçelerinde</p> <p>Yalnız atlar yıkılır düzlerde suya özlemlerinden<br /> Bir ben miyim yalnızlığa yenilen, sen, sen, sen</p> <p>Uzun sokakların ucunda evleri<br /> İlk denemelerden geri dönülmüştür<br /> İtildikçe içe, durduğu bilinen<br /> Bazı dostları yitirmeye gidilir</p> <p>Yalnız atlar yıkılır düzlerde suya özlemlerinden<br /> Bir ben miyim yalnızlığa yenilen, sen, sen, sen</p> <p>Bir kayığa biner geceleri<br /> Sığlıkta o kadın tek başına<br /> Dua biçiminde inceltir korkuyu<br /> Sunar içtenliksiz, tanrısına</p> <p>Yalnız atlar yıkılır düzlerde suya özlemlerinden<br /> Bir ben miyim yalnızlığa yenilen sen, sen, sen</p> <p>KİM NEYİ</p> <p>Bütün kapılar tutulur, uzun aralıklar<br /> Usulca çekilir karanlığa, okşanır<br /> Bir inanç, bir küpe, bir renkli cam bardak<br /> Sezilsin peki, ama bilinmesin<br /> Kim neyi kurtaracak</p> <p>Az şeylerden koca gürültülerle<br /> Karışılır dünya gürültüsüne<br /> Bir sürçme, bir dolu bakış, bir dostluk<br /> Birden ta yanında o kaçak</p> <p>Sezilsin peki, ama bilinmesin<br /> Kim neyi kurtaracak</p> <p>Dünyanın kedisi incecik kapıya<br /> Çizikler, vuruşlar, tırnaklar<br /> Ölünsün yumuşak ellerle, tüylerle<br /> Açılmayacak, açılmayacak</p> <p>Sezilsin peki, ama bilinmesin<br /> Kim neyi kurtaracak</p> <p>Bir mutlu iğnenin yeri bu<br /> Üç görkemli kedi şurada<br /> Donsun kıpırtısız, sessiz<br /> Deli kız kendiyle kalacak</p> <p>Sezilsin peki, ama bilinmesin<br /> Kim neyi kurtaracak</p> <p>İLKYAZ</p> <p>Ah, kimselerin vakti yok<br /> Durup ince şeyleri anlamaya</p> <p>Kalın fırçalarını kullanarak geçiyorlar<br /> Evler çocuklar mezarlar çizerek dünyaya<br /> Yitenler olduğu görülüyor bir türküyü açtılar mı<br /> Bakıp kapatıyorlar<br /> Geceye giriyor türküler ve ince şeyler</p> <p>“Memelerinde biraz irin, biraz balık ve biraz gözyaşı<br /> Bir dev oluyorsun deniz deniz deniz<br /> sisin dere ağızlarından sokulup akşamları<br /> Fındıklarımızı basıyor<br /> Neyleriz kararan tomurcukları<br /> Çocuklarımıza yalvarıyoruz: Aç durun biraz<br /> Tecimenlere yalvarıyoruz:<br /> Bir “Hotel” bir gizli evlenme az çiziniz<br /> Bir banka az çiziniz bir yalvarma<br /> Bizden size ve sizden dışardakilere</p> <p>Karılarımızı yolluyoruz tırnaklarını kesmeye ve demeye<br /> – Evet efendim –<br /> Çocuklarımızı yolluyoruz dilenmeye<br /> Bizler gidiyoruz yatağımız tanrıya emanet<br /> Yazların motorlu çingeneleri<br /> Ah, kimselerin vakti yok<br /> Durup ince şeyleri anlamaya</p> <p>Baba evleri, ilk kez girilen ırmağa dönüş<br /> Toprağa tutku, kendinden dolayı<br /> Kulaklarımızı tıkıyoruz: Para para para<br /> Kulaklarımızı açıyoruz: Kavga kavga kavga<br /> Sorar belki biri: Kavga ama neden kavga<br /> Komşumuza sonsuz balta, karımıza yumruklar içinde<br /> – Bilmiyoruz neden kavga.</p> <p>Sonra kasabamızın cezaevinde<br /> Silgimizi göz önüne yerleştiriyoruz<br /> Günlerimizi iterek genişletiyoruz<br /> Yer açıyoruz karılarımızı düşünmeye<br /> Bizsiz geçen menevşeyi düşünmeye</p> <p>Durup ince şeyleri anlamaya<br /> Kimselerin vakti olmasa da<br /> Okulların kadın öğretmencikleri<br /> Tatil günlerini çoğaltsalar da<br /> Kutsal nemiz varsa onun adına<br /> Gözlerimiz için bağlar dokusalar da<br /> Birikimler ve çizgiler gitgide gitgide<br /> Açmaya ilkyaz çiçekleri</p> <p>Bir gün birileri öte geçelerden<br /> Islık çalarlar yanıt veririz</p>
Tekrar Baskı15. Baskı / 07.2023
Yorum Yap
Not: HTML'e dönüştürülmez!
Kötü İyi
Bu site, +360® - Gelişmiş E-ticaret Paketleri ile hazırlanmıştır.