Kategoriler
Alışveriş Sepetiniz

 Açılışa özel sepette  %33 indirim!

The View from Galata / Galatadan

The View from Galata / Galatadan
Ücretsiz Kargo
100 TL Üzeri Ücretsiz Kargo
Müşteri Hizmetleri
085X XXX XX XX
Geri İade İmkanı
14 Günde Geri İade
12,04TL
Vergiler Hariç: 12,04TL
  • Stok Durumu: Stokta var
  • Ürün Kodu:: 3597-9789750817441
  • YAZAR ADI: 3597-978-975-08-1744-1

"The View from Galata / Galatadan"

Mel Kenne, İngilizce yazsa da, Galata’dan İstanbul’a bir ziyaretçi gibi değil, on beş yıldır burada yaşamanın getirdiği bir birikimle bakıyor, sokaklarında dolaşıyor, kenti varlığına katıyor... Artık o İstanbullu bir şair... Bir şiirini “özür ve teşekkürlerimle” diye adadığı Orhan Veli kadar İstanbullu...
Bir seçki değil Galata’dan, özgün bir kitap... İngilizce bilmeyenler de İpek Seyalıoğlu’nun yaratıcı çeviri-lerinden kitabın bütün tadına varabilecekler...

Kitap
Sayfa Sayısı216
Kitap Özellikleri
Basım Tarihi02.2010
Boyut13.5 x 21 cm
Tadımlık<p>I Listen to Istanbul Today</p> <p>with my eyes open. I see<br /> that you have a lovely throat,<br /> but your voice is hoarse,<br /> choked with its noisy traffic<br /> of indecipherable words that<br /> run together and apart, in<br /> endless conflict and confusion,<br /> above and beside the constant<br /> flow, the whispered rhapsody<br /> that passes by almost silently,<br /> winding through your heart.<br /> Now I listen to you, Istanbul,<br /> with my eyes closed, and feel<br /> your broken soul inside me,<br /> aching, so deep that I don’t<br /> know where you are or where<br /> I am except that I am inside<br /> you somewhere, sitting alone<br /> with my eyes closed, listening.<br /> I open my eyes again and see<br /> you there, outside and around me:<br /> in angular house and apartment<br /> building roofs that jut out<br /> and upward through a blanket<br /> of trees embroidered with spires,<br /> rock walls, and domes, across<br /> the smooth folds of hills that<br /> slope up from the shoreline,<br /> pink and blue and gray and green<br /> in the late afternoon of a day<br /> that I have spent as if I were<br /> lost, as if I were nowhere.</p> <p>İstanbul’u Dinliyorum Bugün<br /> gözlerim açık. Görüyorum<br /> enfes boğazını ama pürüzlü sesin,<br /> gürültülü trafiğiyle tıkanmış<br /> anlaşılmaz sözcüklerin, beraber<br /> ve tek tek dillenen, sonsuz bir<br /> uyuşmazlık ve karışıklık içinde,<br /> üstünde ve yanı başında sürekli<br /> akışın, fısıldanmış rapsodi<br /> geçip gidiyor handiyse sessizce<br /> kıvrıla kıvrıla kalbinden.</p> <p>Şimdi seni dinliyorum İstanbul<br /> gözlerim kapalı ve duyuyorum<br /> yıkık ruhunun içimde ağrıdığını,<br /> öylesine derin ki bilmiyorum<br /> neredesin ya da neredeyim,<br /> yalnızca içinde bir yerlerde,<br /> oturuyorum bir başıma<br /> gözlerim kapalı, dinliyorum.</p> <p>Açıyorum gözlerimi yeniden,<br /> görüyorum seni orada, dışarıda,<br /> çevremde: Kubbeler, kule külahları,<br /> taş duvarlarıyla işli ağaç örtüsünü<br /> delen çıkıntıları fırlamış sivri<br /> ev ve apartman damlarında,<br /> kıyıdan göğe uzanan yumuşak<br /> tepe kıvrımlarının karşısında,<br /> pembe, mavi, gri ve yeşil<br /> akşam üstünde bir günün<br /> kaybolmuşum gibi, hiçbir<br /> yerde değilmişim gibi.</p> <p>I listen to you and watch you,<br /> feel your soft light and roar<br /> fuse inside me now as I speak.<br /> And as you speak to me<br /> and I to you, we meet each<br /> other here, in these lines, utter<br /> a few brief words in greeting,<br /> İyi Akşamlar, and slowly pass,<br /> each going along on our own<br /> way through darkening streets,<br /> as night wakes inside us again<br /> its dream of a million lights<br /> turned on, reflected off the sky<br /> to water, through electric air.<br /> I hear your laughter and your<br /> cries echoing everywhere,<br /> and I see myself through<br /> your eyes tonight, Istanbul,<br /> with endless yearning, your<br /> own desire to live and die<br /> clashing inside me, but contained<br /> and refined to a discordant<br /> song: yours that I see and<br /> hear now in the glittering dark<br /> beyond my open window,<br /> from which I turn my ear,<br /> close my eyes, and try again,<br /> hopelessly, to return to you...</p> <p>with apologies and thanks to Orhan Veli</p> <p>Seni dinliyorum ve seyrediyorum,<br /> hissediyorum yumuşak ışığının ve<br /> kaba gürültünün içimde kaynaştığını<br /> şimdi konuşurken. Ve sen benimle<br /> konuşurken ve ben seninle, buluşuyoruz<br /> burada, bu dizelerde, bir iki kısa sözcükle<br /> selamlaşıyoruz, “İyi akşamlar” ve<br /> yavaşça ayrılıyoruz, gidiyoruz kendi<br /> yolumuza kararan sokaklardan,<br /> gece içimizde yine uyandırırken<br /> hayalini, milyon ışığın yakıldığı<br /> ve gökten yansıdığı denize,<br /> elektrik yüklü esintiyle.</p> <p>Kahkahanı duyuyorum ve<br /> çığlıklarının her yerde yankılandığını<br /> ve kendimi senin gözlerinden<br /> görüyorum, İstanbul, bu gece<br /> sonsuz hasretle, senin<br /> yaşama ve ölme arzunun<br /> çarpışması içimde, ama zaptedilmiş<br /> ve uyumsuz bir şarkıya inceltilmiş:<br /> Bu gördüğüm ve duyduğum senin şarkın<br /> şimdi parıldıyor karanlıkta açık penceremin<br /> ötesinde, uzaklaşıyorum, gözlerimi kapatıyorum<br /> ve deniyorum yeniden sana dönmeyi ümitsizce...</p> <p>Orhan Veli’ye özür ve teşekkürlerimle</p>
Yorum Yap
Not: HTML'e dönüştürülmez!
Kötü İyi
Bu site, +360® - Gelişmiş E-ticaret Paketleri ile hazırlanmıştır.