Kategoriler
Alışveriş Sepetiniz

 Açılışa özel sepette  %33 indirim!

Şiirler - Ahmet Muhip Dıranas

Şiirler - Ahmet Muhip Dıranas
Ücretsiz Kargo
100 TL Üzeri Ücretsiz Kargo
Müşteri Hizmetleri
085X XXX XX XX
Geri İade İmkanı
14 Günde Geri İade
9,26TL
Vergiler Hariç: 9,26TL
  • Stok Durumu: Stokta var
  • Ürün Kodu:: 743-9789750800184
  • YAZAR ADI: 743-978-975-08-0018-4

"Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.

Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,
Rüzgar gibi ta eski Anadolu'dan
Sesin nerde kaldı? Kar içindesin!"

Kar, Selam, Ağrı, Serenad, Olvido gibi pek çok büyük şiirin ve Fahriye Abla'nın şairi: Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin ustalarından Ahmet Muhip Dranas'ın Şiirler'i.

Kitap
Sayfa Sayısı162
Kitap Özellikleri
Basım Tarihi05.1999
Boyut13.5 x 21 cm
Tadımlık<p>ÇEŞME BAŞINDA</p> <p>Türkü söyleyip bir kız sudan gelirdi,<br /> Ayışığıyle dolu testilerinden<br /> İçirdi bir yudum su testilerinden.</p> <p>Sen misin içen sudan? kalbim delirdi;<br /> Tutmak için koştum ayışıklarına,<br /> Dağılıp karıştım ayışıklarına.<br /> HATIRA</p> <p>Dün, bir gölge gibi geçti yanımdan<br /> Oydu, bir bakışta tanıdım onu;<br /> Rüyalarıma tayf halinde konan,<br /> Peşime bir korku gibi düşen o.</p> <p>Bazı bir yapraktı, bazı bir rüzgâr.<br /> Dolardı aydınlık olup, odama.<br /> Bahçemde süzülür giderdi bahar<br /> Sabahının fecri vururken cama.</p> <p>Ayakları kumda bırakmadan iz<br /> Yanıma geldiği hep gecelerdi;<br /> Sanki bir lahitten kalkar ve sessiz<br /> Uzak bir maziye dönüp giderdi.</p> <p>Bir avuç ışıktı incecik yüzü,<br /> Gözleri geceler gibi derindi;<br /> İçine başımın her an düştüğü<br /> Avuçları sudan daha serindi.</p> <p>Geçerken dün yoldan, ruhumu saran<br /> Bir gölge halinde ve ağır ağır;<br /> Tanıdım; o, yâdı hoş zamanlardan<br /> Seven ve yaşayan bir hatıradır.<br /> AYRILIŞ</p> <p>Gün batıyor, gün batıyor,<br /> Veda etsem hepinize.<br /> Ufuk kanlı bir denize<br /> Dönüyor, sizi bıraksam.</p> <p>Gün batıyor, gün batıyor<br /> Evimi, eşyamı, paramı<br /> Nem varsa yaksam ve bir an<br /> Kaybetsem kara bir duman<br /> Arkasında hafızamı,</p> <p>Koşsam, koşsam, koşsam, koşsam...<br /> KÖPÜK</p> <p>Oyun bitti ve her şey yerini buldu.<br /> Akşamla ebedî kızlar anne oldu.<br /> Aynalara bakma, aynalar fenalık;<br /> Denizi, sonsuz olanı düşün artık.<br /> Bir gün beni hatırlayabilirsin ancak,<br /> Güzelsem soyabilirsin çırılçıplak;<br /> Oradayım hep ben, orada, derinde,<br /> Gemilerin ihtiyar köpüklerinde.<br /> KAR</p> <p>Kardır yağan üstümüze geceden,<br /> Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,<br /> Ormanın uğultusuyla birlikte<br /> Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte<br /> Kar yağıyor üstümüze, inceden.</p> <p>Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,<br /> Unutulmuş güzel şarkılar için<br /> Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,<br /> Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu’dan<br /> Sesin nerde kaldı? Kar içindesin!</p> <p>Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!<br /> Uyandırmayın beni, uyanamam.<br /> Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,<br /> Allah aşkına, gök, deniz aşkına<br /> Yağsın kar üstümüze buram buram...</p> <p>Buğulandıkça yüzü her aynanın<br /> Beyaz dokusunda bu saf rüyanın<br /> Göğe uzanır -tek, tenha- bir kamış<br /> Sırf unutmak için, unutmak ey kış!<br /> Büyük yalnızlığını dünyanın.<br /> FAHRİYE ABLA</p> <p>Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,<br /> Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.<br /> Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,<br /> Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!<br /> Hulyasındaki geniş aydınlığa gülen<br /> Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla<br /> Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla!</p> <p>Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi,<br /> Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi;<br /> Güneşin batmasına yakın saatlerde<br /> Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede.<br /> Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;<br /> Bahçende akasyalar açardı baharla<br /> Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye abla!</p> <p>Önce upuzun, sonra kesik saçın vardı;<br /> Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı.<br /> İçini gıcıklardı bütün erkeklerin<br /> Altın bileziklerle dolu bileklerin.<br /> Açılırdı rüzgârda kısa eteklerin;<br /> Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla.<br /> Ne çapkın komşumuzdun sen, Fahriye abla!</p> <p>Gönül verdin derlerdi o delikanlıya,<br /> En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya.<br /> Bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın,<br /> Hâlâ dağları karlı Erzincan’da mısın?<br /> Bırak, geçmiş günleri gönlüm hatırlasın;<br /> Hâtırada kalan şey değişmez zamanla.<br /> Ne vefalı komşumdun sen, Fahriye abla!<br /> GEÇEN GÜNLER</p> <p>Günler geçiyor, günler;<br /> Pişmanlığa sürgünler<br /> Gibi geçiyor günler.</p> <p>Birbiri ardı sıra<br /> Dizilmişler yollara,<br /> Birbiri ardı sıra;<br /> Geçiyor pişmanlığa<br /> Sürgünler gibi günler.</p> <p>Dökerek ruhumuza<br /> Kara sevgilerini<br /> Günler, günler ve günler<br /> İkiz kardeşler gibi,<br /> Batan güneşler gibi,<br /> Dağ, bulut, deniz, orman,<br /> Yaz ve kış ortasından,<br /> Birbiri arkasından...</p> <p>Birbiri arkasından<br /> Batan güneşler gibi,<br /> Yelkovan ve akrebi<br /> Döngüsünde durmadan,<br /> Vuran kampanalarla<br /> Geçiyor bütün günler,<br /> Pişmanlığa sürgünler<br /> Gibi günler ve günler...<br /> BİTMEZ TÜKENMEZ CAN SIKINTISI</p> <p>Bir bıçak saplı durur göğsünde,<br /> Hangi su tasına uzansan boş;<br /> Hangi pencereye koşarsan koş<br /> Aynı siyah güneş gökyüzünde.</p> <p>Aynı siyah güneş, aynı siyah,<br /> Aynı susayış, aynı koşu, aynı...<br /> Of... hep aynı şey, aynı şey, aynı şey,<br /> Aynı, aynı, aynı, aynı, aynı...<br /> KADAVRA</p> <p>Bir gündü; yukarda gök, maviliğinde,<br /> Aşağıda yer bolluk, kişi dirliğinde;<br /> Doğanın insanla barıştığı bir gün.<br /> Tam özgürdü kalbim, ne mutlu, ne üzgün.<br /> Aylardan bir mayıs ayı mı, eylül mü,<br /> Şu ilerdeki kırmızı, kan mı, gül mü...</p> <p>Birden, nasıl oldu, n’oldu anlatamam:<br /> Toplumundan hızla ayrılan bir adam,<br /> Bir ceset fırlarcasına bir kabirden<br /> Koptu yeryüzünden. Ben’im o, ben... birden<br /> Ne eve sığar oldum sanki ne barka:<br /> Bir irilmişim ki gökdelen baraka.<br /> Daha kocamandım bir devden mutlaka;<br /> Bir kolum garba uzanık, biri şarka,<br /> Sanki masallık bir kuş; bir yeşil Anka<br /> Gövdem! sanki bir su yürümüş bir arka,<br /> Bir sel bu, ki dağdan taştan aka aka<br /> Beni benden götürmede. Korka korka<br /> Baktım boş gövdemin görüsüne, baka<br /> Kaldım üç çizgimin yasıldığı ufka...</p> <p>Bir kadavra orda, yeri göğü örten<br /> Bir kadavra, çırılçıplak, tamtakır: ben.<br /> Oysa ki eksilen nesne yok olumda<br /> Ne tartıda, ne sevide, ne ölümde.<br /> Ama gör ki ben ben değilim, ben başka...<br /> Vah! uyup da güneşlerle dönen çarka<br /> Yitiren yok mu özünü benden başka?<br /> Böyle şey olur muymuş hiç, böyle şaka<br /> Şu gövdemin bana ettiğine bak a:<br /> Bir büyüdü, bir büyüdü düşe kalka.<br /> İndi, yeryüzü kişiye dar, gök yuka.<br /> Öyle kocaman ki giyeceği hırka<br /> Ne makas var onu biçmeye, ne culka.<br /> Gör ki düşer düşmez bu delice aşka<br /> Aynalar da uçup kaçar halka halka.</p> <p>Oysa, toprak cömert yine, sular diri<br /> Tanrımızın yüzü güleç, talih iyi.<br /> Yeryüzü halkının bahtı yâr bir günü,<br /> Evrenle o binde bir olan düğünü,<br /> Hayvanla, bitkiyle sarmaş dolaş bütün;<br /> Bir donanma günü, bir şenlikti o gün,<br /> Yıldızlar uçuşur, dönenir güneşler...<br /> Ama, can? canım sularla gitti gider<br /> Koyup ortada bu akçıl kadavrayı,<br /> —Eyvah, eyvah!— yerlerden, göklerden ayrı.<br /> ÇAĞRI</p> <p>Orda bir kuş var, bir dalın ucunda,<br /> Bir hava, pır pır, kavalın ucunda<br /> Çağırmaktan hiç mi hiç usanmıyor.<br /> Bir ötüş değil sanki düşen bir kor,<br /> Kopmuş güneşten, hayalin ucunda<br /> Geceye... gece kıpırtısız ve mor;<br /> Ateş parçası ses, al’ın ucunda<br /> Büyümekte hep... kimse uyanmıyor!</p>
Tekrar Baskı14. Baskı / 01.2009
Yorum Yap
Not: HTML'e dönüştürülmez!
Kötü İyi
Bu site, +360® - Gelişmiş E-ticaret Paketleri ile hazırlanmıştır.