Yıllar Sadece Sayı / Silsilename II
- Stok Durumu: Stokta var
- Ürün Kodu:: 1114-9789750805905
- YAZAR ADI: 1114-978-975-08-0590-9
Erkekler Dünyasında Bir Kadın Yazar-Silsilename I, yayımlandığında okurdan büyük ilgi gördü. Kısa süre içinde tekrar baskıları yapılan bu kitap, kırklı yıllarda bir kadın yazarın, -Cahit Uçuk’un- erkeklere ait olduğu “sanılan” bir alanda varolma mücadelesini anlatıyordu. O mücadele ikinci ciltte de devam ediyor. Yıllar Sadece Sayı-Silsilename II’de Cahit Uçuk’un yazma aşkının yanı sıra, yaşamöyküsünün coşkulu, dirençli sahnelerini de okuyacaksınız. Serveti Fünun Matbaası sahibi Murtaza Sadık Kâğıtçı ile evliliği, birlikte çıkardıkları dergiler, o dönemde Babıâli’nin ünlü simaları, yaşanan grevler, ihanetler, dostluklar, yurtdışı gezilerinde başlarına gelen acı tatlı olaylar, evin içinde ve dışında yaşanan hayat! Cahit Uçuk’un yazma ve yaşama enerjisine bakılacak olursa doğru: yıllar sadece sayı.
Kitap | |
Sayfa Sayısı | 285 |
Kitap Özellikleri | |
Boyut | 13.5 x 21 cm |
Tadımlık | <p>Kapının önünde ıslak bir bez olmadığına göre Gülperi ortalarda yoktu. Birden bir üzüntü duydum. Ev bıraktığım gibi derli topluydu, fakat uzun zamandır içinde yaşanmayan hüzünlü bir evin kokusunu taşıyordu. Evime yerleşince ilk işim anneme babama bir mektup yazmak oldu. Onlara İstanbul maceramı, Gök Korsan piyesimle ilgili olumlu ve olumsuz bütün hadiseleri uzun uzun anlattım. Tam romanlarımı yazmak üzereydim ki postacı geldi ve anneciğimden bir mektup getirdi. Mektup güzel haberlerle doluydu. Kardeşim Aydın askerliğini bitirmiş, Antalya’ya dönmüştü. Benim burada yalnız kalacak olmam annemi çok üzdüğü için Uğur kızı bana yardımcı olsun diye göndereceklerdi. Ama asıl haber kız kardeşim Kaya’nın ikinci bebeğinin olacağıydı. Mektubu birkaç kez okudum, her ne kadar haberler güzel olsa da, bu, annemin üzgün, neşesiz zamanlarının mektubuydu. Herhalde bana şimdilik söylemek istemediği birtakım sıkıntıları vardı. Annemin düşünceli hali gözlerimde canlandı. Koca çınarın gövdesine yaslanarak oturmuş, sigarasının ucunu sık sık dudaklarına değdiriyordu. Acaba benim için mi üzülüyordu? Benim yalnızlığım, geçim dertlerim, çalışma zorluklarım... Sevgili kızının daha rahat, daha mutlu ve neşeli bir yaşamı olması en büyük emeliydi ama, böylesi istekler zor şeylerdi. Zaten yaşamak da bütün bu karmaşık olaylarla başa çıkma çabası değil miydi? Rahat soluk alabilmek için nelerle uğraşmak gerekti. Temiz hava, sağlıklı beden, iyi gıda, yorgunluklardan korunmak, üzüntülere göğüs germek, rahat uyuyabilmek, etten kemikten, sudan kandan oluşan vücudu koruma çabaları. Zordu, çok zordu...</p> |